STK Nedir? Ne Değildir… (1. Bölüm)

Sivil Toplum Kuruluşu Nedir

Toplumda karşılaşılan sorunlara çözüm arayan, kendi yönetim mekanizmaları ile yönetilen ve amaçları doğrultusunda çalışmalar yapan örgütlü yapılara sivil toplum kuruluşu denir. Kısaca S.T.K. olarak tanımlanan bu yapılar faaliyetlerini kâr amacı gütmeden, gönüllülük esaslı yürütürler. Literatürde hak temelli ve toplum temelli olmak üzere iki ana başlık altında toplanan STK’lar, işleyişleri bakımından platform, dernek, federasyon, konfederasyon, sendika, meslek odası vb. gibi gruplara ayrılırlar. Mesleki gelişim amaçlı kurulan sektörel dernekler ise toplum temelli sivil toplum kuruluşları statüsünde yer alırlar.

Başarılı bir sivil toplumculuk için tepede iyi bir orkestrasyon yönetimi işin başlangıç noktasıdır. Sonuçta bir STK’nın amacına uygun çalışmalar yapabilmesi için yönetim mekanizmasının iyi çalışıyor olması gerekir. Başarılı bir dernek yönetiminin temel fonksiyonları; ihtiyaçları doğru belirleme, analitik veri, verimlilik ve kaynak yönetimidir. Yönetim mekanizmasının iyi organize edilmesi, bu fonksiyonların kendi içlerinde verimli ve bütünü tamamlayıcı şekilde çalışmasını sağlar.

Bu bilgiler ışığında sektörümüzdeki STK sayılarına baktığımızda; 21 dernek, 1 federasyon ve 1 işveren sendikası olmak üzere sivil toplumculuk adına gayet sevindirici geniş bir yelpaze karşımıza çıkıyor.

Ancak bu kadar geniş yelpazeye rağmen, sektörün hala sorunlarla mücadele ediyor olması, bu sorunlara kalıcı çözümler getirilmemiş olması, her geçen gün artan asansör kazaları ve toplumun asansörlere karşı olumsuz bakış açısı haliyle “Sektör STK’ları ne yapıyor?” sorusunu akla getiriyor.

Değerli okuyucular,
Bu sayıdan itibaren sektörümüzde herkes tarafından bilinen ama herhangi bir şekilde dillendirilmeyen, tabiri yerindeyse “Kol kırılır yen içinde kalır” konularını ele alacağımız “Asansör Gerçekleri” yazı dizisine başlıyoruz.

İlk konumuz; toplumların can damarları kabul edilen sivil toplum kuruluşlarının sektörümüzdeki genel durumları… Yani Türk asansör sektöründe var olan Sivil Toplum Kuruluşları

Sözcüsü oldukları toplulukların sorunlarına çözüm arayan, onlara ses ve nefes olan STK’lar neden bizim sektörümüzde aynı görevi görmüyorlar? Ses ve nefes olmuyorlar? Başka bir deyişle, neden yeteri kadar aktif değiller? Neden kuruldular? Organizasyon yapıları nasıldır? Çalışma kabiliyetleri ve başarı oranları nedir?

Türk asansör sektörünün aktif olan veya aktif gibi gözüken STK’ların nedenlerini ve niçinlerini önümüzdeki sayıda tek tek ele alacağız. Ama önce TASİAD olarak geçtiğimiz şubat ayında gerçekleştirdiğimiz çalıştaydaki açılış konuşmamdan alıntı yaparak bu konu hakkında açık yüreklilikle ele aldığım düşüncelerimi sizlere aktarmak istiyorum.

TASİAD 28.02.2024 / Ankara

Asansör Faaliyetlerinin İyileştirilmesi ve Geliştirilmesi Çalıştayı açılış konuşmamdan alıntı:
“Bilindiği üzere STK’lar sözcüsü oldukları toplulukların eğitim, ekonomi, ahlaki ve beşerî olarak gelişmesini sağlayan sivil toplumun kurumsallaşmış yapılarıdır. Toplumların can damarı olan ve günümüzde üçüncü sektör olarak adlandırılan STK’ların bağlı oldukları toplumla ilişkileri, güven ve istikrar düzeyini ifade ederken, STK’lar sosyal sermayenin gelişmesine de katkı sağlar.

Bizler sektörel sivil toplum kuruluşları olarak vicdan ve sorumluluk duygusunu sektörün her katmanına yerleştirmekle mükellefiz. Bugün maalesef üzülerek söylemek istiyorum ki; asansör ekosistemi içerisinde çok daha etkin olması gereken STK’ların birbirleri arasındaki ayrışma, kutuplaşma ve ötekileştirme zihniyetleri, sektörün gelişimine önemli ölçüde sekte vurmaktadır. STK’lar arasındaki bu olumsuz durum, her geçen gün artmakta ve işi içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir. Oysaki sivil toplum kuruluşlarının sektörün gelişimine etki edecek yerel, ulusal ve küresel alternatifler geliştirmeleri, daha aktif ve daha inovatif çalışmalar ortaya koymaları gerekmektedir.

Bu nedenle; sektör STK’larının acilen YÖNETİMSEL REGÜLASYONA, sektörün de SOSYAL İNOVASYONA ihtiyacı vardır.”

Daha fazlası için bir sonraki sayıda buluşmak dileğiyle,
Saygılarımla,